Yüksek enflasyon ilk önce emek-yoğun sektörlerde ve toplumun tüm kesimlerinde ağır tahribatlara yol açtı.
Enflasyonla uyumlu bir döviz artışı beklentisi içerisinde olan Türk ihracatçısı yüksek enflasyon karşısında sürekli kan kaybeden döviz kurlarıyla üretimini ve ihracatını devam ettirmeye çalıştı.
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar ve Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu mevcut tablodan en fazla olumsuz etkilenen sektörlerin başında gelen Türk deri ve deri mamulleri sektörünün içinde bulunduğu ortamı kamuoyu ile paylaşmak amacıyla basın toplantısı düzenledi.
Deri ve deri mamulleri sektöründe yüzde 28’lik düşüş
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, “2023 yılı Ocak-Nisan döneminde deri ve deri mamulleri sektöründe totalde yüzde 28’lik düşüş var. İhracatımız 2019 öncesi pandemi öncesi değerlerin altına indi. Ayakkabı ihracatında yüzde 30’luk, mamul deri ve kürk ihracatında yüzde 11, saraciye ihracatında yüzde 29, deri kürk ve konfeksiyon ihracatında yüzde 36’lık düşüş yaşadık. En büyük pazarımız Almanya’da yüzde 11, İtalya’da yüzde 23, Rusya’da yüzde 72 düşüş kaydettik. Rusya’nın Türkiye’den deri ve deri mamulleri almıyor olması demek sektörün çoğunluğunun çalışamıyor olması demektir. Üretim maliyetleri bizim en büyük sorunumuz. Ege Bölgesi gerçek deriden yapılan ürünlerin ağırlıkta olduğu katma değerli bir bölge. Emek yoğun bir sektörüz ve kalifiye personelle çalışıyoruz. İki yıldır asgari ücrete yapılan zamlardan dolayı üretimle uğraşan emek yoğun sektörde ortalama maliyetimiz yüzde 62’ye ulaştı. 22 dolarlık ayakkabı ihracatı yapıyorsak bunun 16 doları genel giderlere gidiyor.” dedi.
2024 yılında kurdaki değişim enflasyon oranında olmazsa sektördeki firmaların hepsi kapanacak
Başkan Zandar, “2019 yılında deri konfeksiyon ortalama kg fiyatı 102 dolar ise bunun 40 doları maliyet, 2023 yılında ortalama kg fiyatı 136 dolar ise bunun 85 doları maliyet. 2019’da ayakkabıda ortalama kg fiyatı 24 dolar ise bunun 9 doları maliyet iken 2023 yılında ortalama kg fiyatı 26 dolar iken 16 doları maliyet haline geldi. İşletme genel giderlerindeki maliyet artışı yüzde 62’ye kadar çıkmış durumda. Sadece bizim değil bütün emek yoğun sektörlerin durumu bu şekilde. 2024 yılında kurdaki değişim enflasyon oranında olmazsa sektördeki firmaların hepsi kapanacak ve artık Çin’de Vietnam’da üretim yapacaklar. İhracatçı satış fiyatını kendisi belirleyemiyor. Avrupa’da enflasyon düştü. 2024 yılında Avrupa ayakkabı pazarının geliri 89, 86 milyar doları olacak. Pazarın yıllık %2, 70 oranında büyümesi bekleniyor Pazardaki en büyük segment, 2024 yılında 34, 85 milyar ABD doları pazar hacmiyle deri ayakkabıdır. Ayakkabı pazarındaki hacmin 2028 yılına kadar 2, 26 milyar çifte ulaşması bekleniyor. Ayakkabı pazarında kişi başına ortalama satış hacminin 2024 yılında 2, 65 çift olması bekleniyor. Önceki yıllarda 4-5 çift arasıydı.” diye konuştu.
Dünyanın en büyük ithalatçılarında ithalat düşmüş Türkiye’de ise deri ve deri mamullerinde ithalat yüzde 172 artmış
Pandemiden sonra toparlanma yaşandığını söyleyen Başkan Zandar, “2022’de tekrar kriz yaşandı, 2023’den sonra yeniden toparlanma oldu ancak 2024’den 2028’e kadar toparlanma beklentisi yok. Bu fiyat artışını tolere edecek pazar kalmayacak. Kur enflasyonla doğru orantılı yükselmezse biz bu trendi yakalamayacağız ve fiyat artırımına gidemeyeceğiz. Emek yoğun üretimler Türkiye’de yapılmayacaksa bilmemiz lazım. Avrupa’daki trendler kötü gidiyorsa olası pazar payı yükselecek ülkeleri araştırdık. Suudi Arabistan pazarı ön plana çıkıyor. Sadece Avrupa’ya çalışırsak önümüzde temiz bir tablo yok. 2019’dan bu yana ayakkabı ithalatına baktığımızda enflasyonist ortamda dünyanın en büyük ithalatçıları ABD’de yüzde 30 Almanya’da yüzde 11 Birleşik Krallık’ta 17 ithalat düşmüş. Türkiye’de ise deri ve deri mamullerinde ithalat 2019’dan bu yana yüzde 172 artmış, 2022’den bu yana ise yüzde 51 artmış. Bu sektör ihracat yapamıyor ve fiyat tutturamıyor. İç piyasada da pahalı kalıyoruz. Eğer dinamikler bizimle beraber hareket etmezse bu kadar emeğe yazık olacak.” dedi.
Kayıp devam ederse sektör yüzde 40 küçülür
Başkan Zandar, “Sektörümüzdeki yüzde 62’lik maliyet artışı kabul edilemez. Bizim düzenlemeye ihtiyacımız var. Aynı sorun hazırgiyim ve tekstil gibi nitelikli personel çalıştıran her sektörde var. Önümüzdeki 5 yıl ne yapacağız? Türkiye üretime devam edecek mi yoksa sadece hizmet satan bir ülke mi olacağız? Türkiye’de üretim faaliyetleri isteniyor mu istenmiyor mu ülkemizin buna karar vermesi gerekiyor. İhracatçılar olarak 6 ay sonraya 1 yıl sonraya üretim anlaşmaları yapıyoruz. Nasıl fiyat vereceğiz? Üretim maliyetleri, enflasyon, ücret zamları ve kuru öngöremiyoruz. Tekstil sektörü Mısır’a gitmeye başladı. En önemli pazarımız Rusya Çin ile iş yapıyor. Yüzde 30’a yakın iş kaybı yaşadık. Ocaktan sonra asgari ücrete artış olursa kayıp yüzde 45-50’ye çıkar. Sektörün yarısı işini kapatır. Avrupa Merkez Bankası faiz indirimi yaparsa, biz Türkiye’ye biz kaliteli markaları getirtebilirsek bu firmaları bir nebze ayakta tutabiliriz. Yüzde 30’luk kayıp devam ederse sektör yüzde 40 küçülür. Emek yoğun sektörlerin geleceği için yeni destek sistemine geçilmeli.” dedi.
Yüzde 62’ye ulaşmış genel gider maliyetlerini destekleyecek bir destek mekanizması yok
Erkan Zandar, “İki ay sonra ne olacağını bilmiyoruz. Kur 40- 45’lere gelirse talepler gelirse kaybı tolere etsek bile garantisi yok hiçbir dinamiği öngöremiyoruz. Sektör geleceğini görmediği bir düzende yatırım yapmayı nasıl göze alsın? Önümüzdeki 6 ayı görmediğin bir yere neden yatırım yapılsın? Üretime dayalı sektörün önünü açabilmek için önünü göstermek lazım. 5 yıldır yatırım yapamıyoruz. Bizleri büyümeye iten bir şey yok. 30-40 yıllık firmalarda senelerin yatırımı var. Bizim işletmelerimiz aynı insan sayısıyla yüzde 30 düşük kapasiteyle çalışıyor. Önümüzdeki 5 yılı kurtaracak hamleler gerekiyor. Öz sermayesi olmayan işletmeler zarardalar. Bu karlılık oranlarıyla firmalar borçlanıyor. Sektörün kullandığı destek sadece fuar desteği var. Yüzde 62’ye ulaşmış genel gider maliyetlerini destekleyecek bir destek mekanizması yok. Emek yoğun sektörlerin geleceğine yönelik plan yapılmalı. Sadece kura bağlı bir gelecek çizemeyiz. Önümüzde 5 yılla ilgili plan program gerekiyor.” diye konuştu.
Deri Mamulleri Organize Sanayi Bölgesine ihtiyacımız var
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu, “Türkiye’de ithalat ek vergiyle beraber artıyor. Düne kadar en büyük rakibimiz Uzakdoğu’ydu şuan Avrupa’daki üretici oldu. Portekiz’deki ayakkabı çanta üreticisinin Türk üreticiyle fiyatta rakip olabilir hale geldi. Önceden Avrupa’dan yüzde 20-30 daha düşük fiyat verebiliyorduk ancak şu an mümkün değil. İşçilik giderleri ciddi olarak arttı. Seçimden sonra kurun 40’lara gelebileceği öngörüsüyle fiyatlandırma yaptık ancak şu an kurun artmayacağı belli. İhracatçıya destek istiyoruz. Desteklerle ihracat devam edecektir. 2019’daki yaptığımız ihracattan yüzde 19 gerideyiz. Pandemi sonrası talepleri karşılayamadık. Gelen firmaları alıcıları neden Türkiye’de tutamadık? Öncelikle sektörümüzün fiziki sorunları var. İstanbul ve İzmir’de deri mamullerinde kümeleşme yok. Kümeleşme olmadığı için de yan sanayi gelişemiyor. Sektör ileri gidemiyor. Deri Mamulleri Organize Sanayi Bölgesi’ne ivedilikle ihtiyacımız var.” dedi.
Sektörümüz Türkiye ortalamasının 100 katı fazla katma değerli ürün üretiyor
Halil Gündoğdu, “1980’lerden kalma yerlerde üretim yapmaya çalışıyoruz. Yurtdışında gelen büyük alıcının böyle bir ortamda bizden ürün alması mümkün değil. Avrupa’da sürdürülebilirlikte ilgili ciddi yatırımlar var ve sınırda karbon vergisi mekanizması sistemi de geliyor. Maliyetlerin artmasıyla ilgili sorunumuz var ama asıl sorunumuz kümelenmeyle ilgili. Ortalama ihraç fiyatımız 1, 3 dolar iken deri konfeksiyonda 140 dolara kadar ulaşıyor. Sektörümüz Türkiye ortalamasının 100 katı fazla katma değerli ürün üretiyor. Hammaddemiz atık ve biz bu atığı dünyanın en lüks ürünü haline getiriyoruz. Üretim bölgeleri iyileştirilmeli, fiziki çalışma ortamlarımız iyileştirilmeli. Deri tabaklama ve deri mamulleri ayrıdır. Biz mamul için Organize Sanayi Bölgesi istiyoruz. En büyük sıkıntılarımızdan başka biri de personel ihtiyacıdır. Meslek liseleriyle ve üniversitelerle görüşme halindeyiz. Aynı zamanda ihracat bedellerinin yüzde 40 oranında bozdurması karşılığında aldığımız yüzde 2’lik prim desteği de yüzde 10’a çıkarılmalı ve ihracatçıya nefes aldırılmalıdır.” diye konuştu.