Avrupa Birliği’nin (AB) ekonomik motoru Almanya'nın sanayi haritası değişiyor. Dünyanın önde gelen Alman demir çelik firmaları karbon nötr ve sürdürülebilir metal endüstrisini oluşturmak için yatırım yapıyor.
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 4-5 Nisan 2023 tarihlerinde Almanya Essen’de global yeşil çelik üreticileri ve kullanıcılarının bir araya geldiği Green Steel World Expo & Conference etkinliğine inceleme ziyareti gerçekleştirdi.
Almanya’nın yıllık 148 milyar dolarlık demir çelik ithalatı olduğunu vurgulayan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “2022 yılında Türkiye geneli 35 milyar dolarlık demir çelik ihracatımızın yüzde 24 artışla 2, 9 milyar dolarını ana pazarımız Almanya’ya gerçekleştirdik. Green Steel World Expo & Conference kapsamında düşük karbonlu çelik üretimi ile dekarbonizasyon süreçlerinin ve bu sürecin en önemli parçası olan hidrojen enerjisinin ele alındığı konferanslara katıldık. Dünya emisyonunun yaklaşık yüzde 7’sini oluşturan çelik sektöründen kaynaklanan emisyonları azaltmak için çelik üreticilerinin ortak bir misyonda buluştuğunu görüyoruz. Biz de Birliğimizce bu sürdürülebilirlik misyonuna göre uzun süredir çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.
Karbon emisyonunu yüzde 100 sıfırlama hedefi
Başkan Ertan, “Dünyada çelik ve hidrojen sektörünün önde gelen firmalarının stantlarını ziyaret ettik, bütün Alman firmalar yeşil çelik ve hidrojen üretimine yönelik proje, deneyim ve hedeflerini paylaştı. Almanya’nın toplam demir çelik üretimindeki CO2 miktarına yüzde 29 katkısı olan Thysen Krupp 2030’a kadar karbon emisyonunu yüzde 30’un altında tutmayı, 2045’e kadar ise yüzde 100 oranında sıfırlamayı hedefliyor. 2026’da itibaren doğrudan indirgenme tesislerinde H2 ve yenilikçi ergitme ünitelerinin kullanımını hedefleyen firmanın ayrıca karbon yakalama sistemi ile metalurjik gazların dönüştürülerek yapay gübre ve H2 olarak kullanılmasına yönelik projeleri de mevcut. H2 Green Steel ise karbonsuzlaşma hedeflerine yönelik İsveç’te yer alan Boden-Lulea bölgesinde 500 Ha’lık arazi üzerine yaklaşık 700-800 MW elektrolüzör kapasiteli yüzde 100 hidrojen ile çalışan doğrudan indirgenmiş demir üretim tesisi kurmayı planlıyor.” diye konuştu.
Geri dönüştürülebilir hammadde, yenilenebilir enerji, düşük karbonlu hidrojen uygulamaları, karbon yakalama yöntemleri
Yalçın Ertan, “Son 15 yılda çoğunlukla enerji verimliliğini artırmaya ve atık oluşumunu azaltmaya yönelik projelere 450 milyon eurodan fazla yatırım yapan Outokumpu firması ise sürdürülebilir yeşil üretim konusunda Avrupa ve Amerika pazarının önemli tedarikçileri arasında yer alıyor. Yüzde 94 oranında geri dönüştürülebilir içerikli hammadde kullanan firmanın 2016 yılından itibaren C02 emisyonların yüzde 18, 4’lük bir azaltmayı sağlamış olup, Science Based Target hedefleri doğrultusunda 1.5 °C artış hedefini taahhüt eden ilk şirket. Vulcan Green Steel, çelik dekarbonizasyonu için madenden metale birçok yeşil önlemin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamda; döngüsellik, verimlilik, yenilenebilir güç, düşük karbonlu hidrojen uygulamaları, karbon yakalama yöntemleri ve yakıt değişiklikleri uygulanabilir yöntemler arasında. H2 yeşil çelik üretimindeki en önemli bileşen.” dedi.
Yeşil hidrojen kapasiteli yeni üretim tesisleri
Vulcan Green Steel firmasının 3 milyar dolar yatırımla Umman bölgesinde mega bir yeşil çelik projesi gerçekleştirmeyi planladığına değinen Ertan sözlerine şöyle devam etti:
“Ürün karbon ayak izinin bir ton ham çelik başına 0, 5 ton CO2’den az olması hedefleniyor. Şirket, halihazırda Basra Körfezi bölgesindeki özel sektöre ait en büyük entegre çelik üreticisini ve DRI teknolojisini kullanan 2.4 milyon ton kapasiteli tesis işletiyor. Küresel çapta ton çelik başına ortalama 1, 85 ton olan karbon ayak izine karşılık şirketin ulaştığı miktar 1.05 ton. Mevcut tesislerdeki yenilenebilir enerji potansiyellerini artırarak mevcut karbon miktarını 0, 8 ton’un altına düşürme ve 2030 yılına kadar Umman’da 5 milyon ton yeşil hidrojen kapasiteli bir üretim tesisi oluşturulması planlıyor.”
Yenilenebilir karbon kaynakları ile ikame
Yalçın Ertan, “SMS Grup tarafında ise karbon nötr ve sürdürülebilir bir metal endüstrisi yaratma misyonu çerçevesinde minimum karbon kullanımı ile çevreye verilen zararın en aza indirilmesi hedefleniyor. Geri kalan miktarın ise örneğin biyo kömür, gaz veya atık plastiklerden geri dönüştürülmüş karbon gibi yenilenebilir karbon kaynakları ile ikamesi söz konusu olabilir. Çelik üretiminde özellikle yan ürünler üzerinde çalışma yapılması gerektiğini vurgulayan firma, kok fırını gazını alıp, hidrojen ve karbon monoksit karışımı olan sentez gazına dönüştürerek prosese geri beslemeyi sağlayan yönteme değinmiştir. AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde üretimde karbonsuzlaşmanın sağlanması sektörümüzün kaçınılmaz bir gereği haline gelmiştir. Bu kapsamda, hidrojen ve yeşil çelik üretimi ile ilgili farklı uzmanların, sistem geliştiricilerin ve hizmet sağlayıcıların bir araya geldiği etkinlikte, Birlik olarak gelişmeleri yakından takip etme fırsatı bularak, sektörümüze yeşil çelik üretimi ile ilgili proses ve süreçlerini kapsayan sürdürülebilir üretim konusunda farklı bir perspektif kazandırmayı hedefliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.